Destekleyici terapi; dinamik- psikanalitik yaklaşımdan ve psikanalitik kuramdan hareketle oluşturulmuştur. Destekleyici psikoterapi temel olarak;
Ruhsal hastalığı olan veya ruhsal yardıma ihtiyacı olan kişinin hastalık belirtilerinin hafifletilmesi ya da tekrarının önlenmesini;
Ruhsal olarak görece sağlıklı bir kişinin ağır bir olay ( ölüm, kayıp, travma, ağır bedensel hastalık) yaşaması sonrasında ortaya çıkan belirtilerle baş etmesini;
Kişinin ego gücünün desteklenmesi ve dış dünyaya uyum kapasitesinin arttırılmasını hedefleyen bir tedavidir.
Terapist ve danışan yukarıda belirtilen hedefler doğrultusunda, belirli bir süreç boyunca görüşmeler yapar. Görüşmelerde her iki taraf da profesyonel bir ilişki kurduğunu bilir. Bu ilişkide sınırların olması çok önemli ve tedavinin ilk gerekliliğidir. Sınırlar, psikoterapiyi arkadaş/eş/aile sohbetlerinden ayıran en belirgin unsurlardandır ve her şeyden önemlisi öncelikle danışanı korur. Peki nedir bu sınırlar? Terapi görüşmesinin yapılacağı ortam, gün ve saat, terapinin süresinin belirlenmesi, terapist ve danışanın terapi süreci dışında sosyal bir ilişki kurmaması, terapi seansı boyunca terapist-danışan arasında fiziksel mesafenin korunması gibi.
Merhaba Ben Dr. Armağan İngeç psikiyatrist ve psikoterapistim. Mesleki bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak, danışan ve hastalarıma daha fazla vakit ayırabilmek için kendi kliniğimde hizmet vermekteyim.
Detaylı Bilgi